Tesvif ne demek? Tesvif anlamı nedir?

Hayırlı işleri yapmayı sonraya bırakma.

Uygunsuz işlerin hepsinden Allahü teâlâya tövbe etmeli, O’na yalvarmal ıdır. Belki, tövbe etmek için başka zaman ele geçmez. Hadîs-i şerîfte; “Tesvîf edenler helâk oldu” buyruldu. Boş zamânı kıymetlendirmelidir.Bu zamanlarda Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmalıdır. Tövbe yapabilmek Hak teâlânın büyük nîmetlerindendir. Hak teâlâdan her an bu nîmeti istemelidir. (İmâm-ı Rabbânî)

Teşeüm ne demek? Teşeüm anlamı nedir?

Bir şeyi uğursuz saymak, kötüye yormak.

İslâmiyet’te teşe’üm yoktur. Resûlullah sallallahü aleyhi ve selem teşrîf edince (peygamber olarak gönderilince), günlerin mü’minlere (inananlara) uğursuz olmaları kalmadı. (İsmâil Hakkı Bursevî)

Uğursuzluğa inanmamalı, te’sir eder sanmamalıdır. Fakirlikten korkmak ve teşe’üme inanmak şeytandandır. (İmâm-ı Rabbânî)

Teşmit ne demek? Teşmit anlamı nedir?

Aksırdığı zaman Elhamdülillah diyen kimseye “Yerhamükellah: Allahü teâlâ sana merhâmet etsin” demek.

Müslümanın, müslüman üzerinde beş hakkı vardır:Selâmına cevâb vermek, hastalığı nda ziyâret etmek, cenâzesinde bulunmak, dâvetine gitmek ve teşmît etmek. (Hadîs-i şerîf-Buhârî, Müslim)

Teşri ne demek? Teşri anlamı nedir? Teşri manası ne?

Kânun koyma. Allahü teâlânın ve peygamberlerinin, insan hayâtının maddî ve mânevî bütün yönlerine dâir emir ve yasaklar koyması.

Teşrî’, Allah ve Resûlüne (peygamberine) âittir. Peygamber efendimiz devrinde teşrî’, ilâhî bir veche (durum) arzediyordu. Kur’ân-ı kerîm tedrîcî olarak (hâdiselere göre) inzâl oluyor (iniyor), dînî ve dünyevî her türlü mes’elelerin çözüm şekli belirtiliyordu. Peygamber efendimiz bizzât teşrî’î faâliyette bulunuyordu. Çünkü Kur’ân-ı kerîm, O’na teşrî’ salâhiyeti tanımıştı . Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: Peygamber size ne verdi ise onu alın (ve emirlerini tutun). Size neyi yasak etti ise, onu da almayın (yapma dediğini yapmayın). (Haşr sûresi: 7) (Serahsî, Pezdevî, Şa’rânî)

Peygamber efendimizin teş rî’ vazîfeleri fiilî (bizzât yaparak) ve kavlî (söyleyerek) olduğu gibi, dîne aykırı olmayan bir şey gördüklerinde de susarlar, o işe mâni olmazlardı. Buna

Peygamber efendimizin takrîrî sünneti denir.Bu da Resûlullah’ın teşrî’ vazîfelerindendi. (İbn-i Hatîb, Serahsî)

Teşrik günleri ne demek? Teşrik günleri nedir?

Kurban bayram ının ikinci, üçüncü ve dördüncü günleri. Bayramın birinci gününe yevm-i nahr (nahr günü), ikinci ve üçüncü günleri de kurban günü olduğundan hepsine birden “eyyâm-ı nahr” denir. Ondan evvelki güne Arefe günü denir. Ramazân-ı şerîf bayramında arefe yoktur. Arefe, kurban bayramına mahsustur. (Bkz. Eyyâm-ı Teşrîk)

Teşrik tekbiri ne demek? Teşrik tekbiri nedir? Teşrik tekbiri nasıl getirilir?

Arefe günü yâni Kurban bayramından önceki gün, sabah namazından, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar yirmi üç vakit her farz namazdan sonra getirilen tekbîr; “Allahü ekber, Allahü ekber, lâ ilâhe illallahü vallahü ekber. Allahü ekber ve lillahil-hamd” sözleri.

Hacıların ve hacca gitmeyenlerin, erkek kadın herkesin, cemâat ile kı lsın, yalnız kılsın, yirmi üç vakit farz namazda veya bu bayramdaki farzlardan birini, yine bu bayram günlerinden birinde kazâ edince, selâm verir vermez Allahümme entesselâmü… demeden evvel bir kere tekbir-i teşrik okuması vâcibdir. Cenâze namazından sonra okunmaz. Câmiden çıktıktan veya konuştuktan sonra okumak lâzım değildir. İmâm tekbiri unutursa, cemâat terk etmez. Erkekler yüksek sesle okuyabilir. Kadınlar yavaş söyler. (Halebî, M. Zihni Efendi)

Teşrik tekbîri, Hanefî’de tehlil (Lâ ilâhe illallah)’dan evvel iki ve tehlilden sonra yine iki tekbir ile bir hamdele (lillahil-hamd)den ibârettir. Şâfiî’de tehlilden evvel üç tekbir okunur. (M. Zihni Efendi)

Teva ne demek? Teva anlamı nedir?

Havâlenin bozulma sebebi. Havâleyi kabûl edendeki alacağın telef yâni yok olması. (Bkz. Havâle)

Havâlede tevâ iki türlü olup; birincisi, kabûl eden sözünden döner. İnkâr eder ve yemin eder. Havâleyi veren ve alan da isbât edemez. Fakat ikisinden birisi sened veya şâhid ile isbât ederse, tevâ olmaz. İkincisi; havâle kabûl eden, müflis (iflâs etmiş) olarak vefât edince de tevâ hâsıl olur (meydana gelir.) (Ali Haydar Efendi)

Tevacüd ne demek? Tevacüd anlamı nedir?

Vecd ve muhabbette kemâle ermeyenin (olgunlaşmayanın) isteğiyle vecde kavuşmaya tâlib olması, istemesi. (Bkz. Vecd)

Bu yüksek yolun yâni Ahrâriyye yolunun büyükleri, yüksek sesle zikr etmekten bile sakındırmışlardır. Kalb ile sessiz zikretmeği (Allahü teâlâyı anmayı ) emir buyurmuşlardır.Şarkı, raks, dans etmek gibi oyunları ve Resûlullah efendimizin ve dört halîfesi zamanlarında olmayan vecd ve tevâcüdü, şuûrsuz hareket ve sözleri yasak etmişlerdir. (Ahmed Fârûkî)

Tevatür ne demek? Tevatür anlamı nedir?

Yalan üzere birleşmeleri mümkün olmayan, her asırda güvenilen kimselerin hepsinin bir şeyi, bir haberi bildirmeleri.

Mûsâ’nın, Îsâ’nın ve diğer peygamberlerin (aleyhimüsselâm) hârikalar, mûcizeler gösterdiği haber verildiği gibi, Muhammed aleyhisselâmın da mûcizeler gösterdiği haber verilmiştir. Bu haberler tevâtür hâlindedir. Muhammed aleyhisselâm, mûcizeler göstermiş ve bu mûcizeler bizlere tevâtür yoluyla bildirilmiştir. (Fahrüddîn-i Râzî)

Üç halîfeyi yâni hazret-i Ebû Bekr, hazret-i Ömer ve hazret-i Osman’ı metheden hadîs-i şerîflerin birkaçını bir sahabî bildirmi ş ise de bunları çok kimseler çeşitli yollardan haber vermiş, bu yüzden tevâtür derecesini bulmuştur. Bunlara inanmamak elbette küfür olur. (Abdullah-ı Süveydî)

Teveccüh ne demek? Teveccüh anlamı nedir?

Yönelme.

1.Peygamberleri aleyhimüsselâm veya evliyâyı vesîle (vâsıta) yaparak, onları n hâtırı için istenilen bir şeye kavuşturması için Allahü teâlâya yalvarmak. Buna, istigâse, tevessül ve teşeffü’ de denir.

Resûlullah’ı n yanına bir âmâ (gözleri görmeyen) birisi geldi. Gözlerinin açılması için duâ etmesini diledi (istedi). Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, ona; (İstersen duâ edeyim, istersen sabret. Sabr etmek, senin için daha iyi olur” buyurdu. O kimse; “Duâ etmeni istiyorum. Benim bakacak kimsem yoktur. Çok sıkılıyorum” deyince; “İyi bir abdest al!

Sonra; “Allahümme innî es’elüke ve eteveccühü ileyke bi-Nebiyyike Muhammedin Nebiyyirrahme, yâ Muhammed innî eteveccehü bike ilâ Rabbî fî hâcetî-hâzihî, li takdiye-lî Allahümme şeffi’hü fiyye” duâsını oku!” buyurdu. Duânın mânâsı ş udur: “Yâ Rabbi! İnsanlara rahmet olarak gönderdiğin sevgili Peygamberin ile sana teveccüh ediyorum. Senden istiyorum. Yâ Muhammed aleyhisselâm! Dileğimin hâsıl olması (yerine gelmesi) için

Rabbime senin ile teveccüh ediyorum. Allah’ım! O’nu bana şefâatçi eyle!” (Merâkıl-Felâh, Nesâî, Tirmizî, İmâm-ı Beyhekî)

  1. Tasavvuf yolunda ilerleme, yükselme sebeblerinden en önemli olanı. Bir velînin, Allahü teâlânın izni ile nazar etmek (bakmak) yâhut başka yollarla talebesinin veya sevdiğinin yâhut başka birinin kalbindeki mâsivâ (Allahü teâlâdan başka her şey) ve dünyâ sevgisini, günâh lekelerini temizleyip, yerini feyz, mârifet, ilim ve hikmetle yâni mânevî ilimler, iyilikler, bereketler ve fâidelerle doldurması, yüksek derecelere kavuşturması.

Pîrin (tasavvuf büyüğünün) teveccühü, her ne sûretle ortaya çı karsa çıksınlar, sâdık talebeden, zulmet ve keder dağlarını kaldırıp, uzaklaştırır. (Muhammed Ma’sûm)

Tasarruf sâhibleri üç nev’idir (kısımdır). Bir kısmı Allahü teâlânın izni ile, her istedikleri zamanda, diledikleri kimsenin kalbine tasarruf ederek, onu tasavvufta en yüksek derece olan fenâ makâmına eri ştirirler. Bâz ısı, Allahü teâlânın emri olmadan tasarruf etmez. Emir olunan kimseye teveccüh ederler. Bir kısmı ise kendilerine bir sıfat (hâl) geldiği zaman kalblere tasarruf ederler. (Ubeydullah-ı Ahrâr’ın oğlu Hâce Muhammed Yahyâ)

Tasavvuf yolunda çok yüksekleri aramalı, ele geçenlere bağlanıp kalmamalıdır. Verâların verâsını yâni öteler ötesini aramalıdır. Böyle bir istek, böyle çok çalışmak ancak vazîfe alınan büyüğün teveccühü ile elde edilebilir. Onun teveccühü de mürîdin (telebenin)ona olan sevgisi, bağlılığı kadar olur. (İmâm-ı Rabbânî)

  1. Bir kimsenin, hayatta ve vefât etmiş, bir velîden feyz alabilmek, ondan mânevî olarak istifâde etmek, faydalanmak için, kalbini ona bağlaması, hâtırına hiçbir şey getirmeyip, yalnız onu düşünmesi.

Rûhu olgun bir velînin kabri yanına gidip, bir zaman durulur ve o tapraktaki velîye teveccüh edilirse, rûhu o toprağa bağlanır. Meyyitin rûhu da bu toprağa bağlı olduğu için, gelen insanın rûhu ile velînin rûhu buluşmuş olurlar. Bu iki rûh karş ılıklı iki ayna olur. Herbirinde olan meârif (ilimler) ve kemâlât (olgunluklar) ötekine aks eder, yansır. (Fahreddîn-i Râzî)

Bâtındaki yâni kalbindeki nisbetin (bağlılığın) artmasına çalış. Allah ism-i şerîfini, bâzan da kelime-i tehlîli (Lâ ilâhe illallah’ı) çok zikrederek (söyleyerek), bâzan salevât okuyarak, Kur’ân-ı kerîm okuyarak Allahü teâlâya yaklaş maya çalış. Bu çalışmalarda gevşeklik olursa, bu fakîrin rûhâniyetine teveccüh ediniz. Yâhut, Mirzâ Mazhâr-ı Cânân’ın kabrine gidiniz, ona teveccüh ediniz, çok terakkî edilir, ilerleme ve yükselme olur. Ondan hâsıl olan fayda, bir dirinin faydasından daha çoktur. (Abdullah-ı Dehlevî)