Haberkriz.com yayın hayatına başladı! Türkiye’nin en yeni ve güncel haber platformu!

Son yıllarda internet yayıncılığı ve yeni medya teknolojilerinin ülkemizde ön plana çıkması ile birlikte yeni girişimlerde yayın hayatına adım atmaya başladı. Özellikle internet ortamında bilgi kirliliğinin çok fazla olması ve doğru, tarafsız ve etik bir haber anlayışının olmaması nedeniyle yayıncılık kötü zamanlar geçiriyordu. Fakat haberkriz.com yayın hayatına adım atarak bilgi kirliliğini ve kötü habercilik anlayışının ortadan kaldıracak bir girişim olarak yayına başladı.

Haberkriz.com’un sloganı:

Bilgi kirliliğine mahal vermeyen, doğru kaynaklardan tarafsız ve gerçek bilgi. İnternet’in yarattığı bilgi çöplüğünde, manipüle etmeyen, algı oluşturmayan bilgi kaynağı.

 

WWW.HABERKRİZ.COM

Tahıllar nelerdir? Tahıllar ile ilgili bilinmesi gerekenler neler? 7 madde de tahıllar ile ilgili bilinmesi gerekenler!

Dr. Mark Hyman tahıllarla ilgili görüşlerini 7 maddede özetlemiş:
1- SAĞLIKLI OLMAK İÇİN TAHIL YEMEK ZORUNDA DEĞİLİZ.
Tahıllarda bulunan vitamin, mineral ve besinleri, sebzeler, meyveler, kuruyemişler, tohumlar gibi diğer yiyeceklerden alabiliriz. Proteinlerden alınan esansiyel amino asitler (Esansiyel vücut tarafından üretilmeyen, vücuda dışarıdan alınması gereken anlamında kullanılıyor.) ve yağlardan alınan esansiyel yağ asitleri vardır, fakat esansiyel karbonhidrat diye bir şey yoktur.
2- ”TAM TAHIL” TAMAMEN BİR PAZARLAMA TERİMİDİR.
Paketinin üzerinde “tam tahıl unu” yazan bir yiyecek tükettiğimizde “tam tahıl” yediğimizi sanıyoruz ama öyle değil. Un haline geldiğinde tam tahılın şekerden farkı kalmıyor.
3- NİŞASTA VE ŞEKER ASLINDA AYNI ŞEYDİR.
Un vücutta işlenmemiş tam tahıla göre şeker gibi hareket eder. Aslında 2 dilim tam tahıl ekmeği kan şekerini 2 çorba kaşığı şekerden daha fazla yükseltir. Ne zaman buğday unu içeren bir yiyecek tüketseniz aslında şeker tükettiğinizi bilmelisiniz.
4- BÜYÜK ANNELERİNİZİN YEDİĞİ TAHILLARI YEMİYORSUNUZ.
Yeni hibrit tahıllar atalarına göre daha fazla nişasta içeriyor ve kan şekerini daha fazla yükseltiyor. Yeni tahıllar aynı zamanda daha fazla gluten içeriyor. Hibrit olmayan geleneksel tohumdan üretilen tahıllar bulunsa da bol miktarda tarım ilacı glifosat içeriyor.
5- ETİKETİNDE “SAĞLIKLI” OLDUĞU BELİRTİLEN TAHIL ÜRÜNLERİNE BİLE DİKKATLE YAKLAŞILMALI.
İçinde amarant gibi antik sağlıklı tahıllar bulunduğu yazan tahıl ürünlerinin etiketini okuduğunuzda aslında bu sağlıklı içeriğin çok küçük bir oranda bulunduğu, asıl olarak bildiğimiz tahıllardan üretildiğini anlayabilirsiniz.
6- YULAF EZMESİ (LAPASI) SİZİN İÇİN İYİ DEĞİLDİR.
Yulaf ezmesiyle (lapasıyla) ilgili sorun diğer tahıllar gibi kan şekerini yükseltmesidir.
7- BÜTÜN TAHILLAR KÖTÜ DEĞİLDİR.
“Kötü” olmayan tahıllar yulaf ezmesi, mısır, buğday vb değildir. Gluten içermeyen kinoa, amarant gibi tahıllardan söz ediyorum. Bu tahıllar kan şekerini de fırlatmazlar.”
Dr. Mark Hyman
Özet çeviri: Nurçin Çağlar
Sağlıklı Yaşıyoruz®

İçinde gluten olan yiyecekler hangileri? Vücut hangi besinleri gluten olarak algılıyor? Hangi gıdalarda gluten var?

Bizim ( @nurcincaglar & @a.okancaglar ) otoimmün bir hastalığımız olmadığı halde gluteni yaşamızdan tamamen çıkardık. Ancak merada otlayan keçi, koyun sütüyle ve şirden mayasıyla yapılan peyniri ve Gİ en düşük Basmati pirincini arada sırada yiyoruz. @a.,okancaglar hesabında paylaştığım yediklerimde arada sırada bu ince ayrıntıyı paylaşıyor “otoimmün hastalığımız olsaydı yemezdim” diyorum.
Üç gündür TAHIL konusunu işleyince gördük ki en çok yulaf konusunda kafalar karışık Bu yazıyı da “yulafı kim ve neden yemeyecek?” diye soranlar için dünyaca ünlü FT doktorlarından @amymyersmd ‘den paylaşıyoruz.
“Yaşamınızdan gluteni çıkardığınız, glutensiz beslenmeye çok dikkat ettiğiniz halde glutene maruz kalmış gibi semptomlarla karşılaşıyorsanız gluten içermeyen yiyecekler yiyorsunuz ancak vücudunuz bunlara glutene verdiği tepkiyi veriyor demektir. Buna çapraz tepkime deniliyor. (Çapraz bulaşmadan farklı)
Bağışıklık sistemimiz “kötü” maddelere karşı antikorlar geliştirir. Gluten hassasiyeti olanlarda glutene karşı da antikorlar gelişmiştir. Ancak bağışıklık sisteminin tanıma yeteneği mükemmel değildir. Gluten avına çıkmışken benzer yapıdaki başka proteinleri de gluten olarak algılar ve tepki verir, vücutta kronik inflamasyon başlatır.
Çapraz tepkime kavramı moleküler taklit kavramına benzer. Her ikisinde de bağışıklık sistemi masum maddeleri kötü olarak algılar ve saldırır. Moleküler taklitte kötü olarak algılanan vücudun kendi organ veya dokularıdır, bu şekilde otoimmün hastalıklar başlar.
Vücudun, benzer protein yapısından ötürü glutenle karıştırdığı 6 yiyecek vardır:
1- Süt ürünleri
2- Mısır
3- Darı
4- Yulaf
5- Pirinç
6- Maya
Glutensiz beslendiğiniz halde semptomlarınız devam ediyorsa bu yiyecekleri eliminasyon diyetiyle beslenmenizden çıkarmalısınız.”
Dr. Amy Myers @amymyersmd
Özet çeviri: Nurçin Çağlar @nurcincaglar

D vitamini kalbi korur mu? D vitaminin kalbe faydası nedir?

Büyüklerimiz boşuna söylememiş “güneş girmeyen eve doktor girer!” diye. Maalesef birileri bizi D Vitamininden uzak tutup ilaçlara mahkum olmamızı sağladılar. Ben bunun bilinçsizce yapıldığını düşünmüyorum. Ne yaptılar?
Önce güneşten uzaklaştırdılar, D vitamini sentezlememizi sağlayan UVB ışınları yaklaşık olarak 11:00 – 15:00 saatleri arasında bulunduğumuz yere ulaşıyor ve bu saatler arasında 20 dakika usulüne uygun güneşlenmek yetiyor. Bize 11-15 saatleri arasında güneşe çıkmayın kanser olursunuz dediler ve korkuttular.
D vitamini takviyesi için “aman dikkat edin böbrek taşı yapar” dediler. Bunu diyenler asla K2 ‘den bahsetmedi.
Bugün 10 doktora “D vitamini düzeyi kaç olmalı?” diye sorun, kimi 20 ng/ml ‘yi yeterli bulur, kimi 30-50 arasında olsun der. Kimi 50’nin üzerinde olsun, kimi 70 -100, kimisi de 100 ve üzerinde olsun der.
En büyük sorun da D vitamininin istenilen düzeye nasıl ulaştırılacağı. Biz ikinci fotoğrafta paylaştığımız rahmetli Prof. Dr. Ahmet Aydın Hocamızın önerisini uyguluyor ve sonucunu yıllardır görüyoruz. 10 kilo için 1000 IU D3 ve 20 mcg K2 alıyoruz. Siz de D vitamini önemini bilen bir doktora danışın.
D vitamininin koruyuculuğu ile ilgili bu yazıyı okuyunca paylaşmadan edemedik. Bu kez kalbi koruduğunu gösteren bir araştırmadan söz ediliyor.
“Kalp krizi geçirenlerin kan analizleri ortak bir soruna işaret ediyor: düşük D vitamini seviyeleri. Ohio Üniversitesi araştırmacıları D vitamininin kalbi çevreleyen endotel hücrelerini ve damarları nasıl etkilediğini kullandıkları nanosensörler aracılığıyla gösterdiler.
D vitamini kandaki nitrik oksit düzeyini artırarak sağlıklı kan dolaşımı ve kan basıncını destekliyor. Ayrıca kalp ve damar sistemindeki oksidatif strese karşı da koruyor.
Basitçe söylemek gerekirse D vitamini saati tersine çevirip damarları ve kalbi gençleştirebiliyor. Günde 5.000 IU D vitamini almak sağladığı çok çeşitli yararların yanısıra kalbin de korunmasına yardımcı olabilir.”
Özet çeviri: Nurçin Çağlar
Sağlıklı Yaşıyoruz®

Kabızlığın nedeni nedir? Kabızlığın en bilinen sebepleri neler? Kabızlık nedir?

Düzenli bağırsak hareketi düzgün çalışan bir sindirim sisteminin göstergesidir. Biz 9,5 yılı aşkın süredir kabız olmuyoruz çünkü beslenmemizi ve yaşam tarzımızı değiştirdik Bkz: @a.okancaglar
Ancak pek çok kişi kabızlıktan muzdariptir. Oysa vücudumuz toksin ve atıklardan düzenli olarak kurtulamazsa, bu atıklar bağırsaklarda kalır ve geçirgen bağırsak sendromu varsa kana karışarak hastalıklara neden olur.
Kabızlığın en yaygın rastlanan 7 nedeni:
1. Susuz kalma:
İçimizin temizlenmesi için de yeterli miktarda su gerekmektedir.
2. Lif yetersizliği:
Beslenmeyle aldığımız lifler sindirim sisteminden atıkları da toplayarak geçer.
3. Bağırsak florasının tahrip olması:
Bağırsaklarımız çeşitli yararlı bakterilere ev sahipliği yapmaktadır. Bunlar yediklerimizin parçalanarak besinlerin emilmesine ve atıkların vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcıdır. Antibiyotik kullanımı, bazı ilaçlar, stres, inflamasyon gibi çeşitli faktörler bağırsak florasını tahrip eder ve mantar fazlalaşması, ince bağırsak bakteri fazlalaşması veya geçirgen bağırsak gibi durumlara yol açabilir, bunlar da kabızlığa neden olabilir.
4. Gıda hassasiyetleri:
Kabızlık gıda hassasiyetinin bir göstergesi olabilir. En sık rastlanan gıda hassasiyeti gluten ve süt ürünlerine olan hassasiyettir.
5. Hipotiroidizm:
Az çalışan tiroid vücudun birçok sistemini yavaşlatır, boşaltım da yavaşlar. Kabızlığın bir nedeni de bu olabilir.
6. Otoimmün hastalık:
Bağışıklık sisteminin vücudun kendi dokularına saldırdığı otoimmün hastalıklar da kabızlığa neden olur.
7. Bağırsak tıkanması:
İnce veya kalın bağırsağın bir yerinde tıkanma olabilir ve bu akut kabızlık nedenidir. Tıkanmanın tümör, yara, Crohn hastalığı gibi ciddi nedenleri olabilir.
Kabızlığın, yeterince egzersiz yapmamak, aşırı stres, düzenli kullanılan ağrı kesiciler gibi başka nedenleri de olabilir. Önce kabızlığın nedeni anlaşılmalıdır ki tedavisi yapılabilsin.
Pek çok kişi için kabızlığın çözümü laksatiflere (müshil) baş vurmaktır. Oysa kökende yatan neden mutlaka araştırılmalıdır.

SY

Yaşlanmanın nedenleri nedir? Yaşlanmanın ana nedeni nedir? Yaşlanmanın kanıtları neler?

“ZAMANIN GÜCÜNE KARŞI KOYARAK YAŞLANMAYI YAVAŞLATAN 4 BESLENME İPUCU
Bazı yiyecek çeşitlerinin zamanın gücüne karşı savaşmamızda bize yardımcı olabileceğini düşünmek şaşırtıcı olabilir. Ancak yaşlanmanın gerçekleştiğini dışarıdan görmemize rağmen aslında yaşlanma içten dışa gerçekleşiyor.
Birkaç yıl önce araştırmacılar dönüm noktası olan bir çalışmaya imza attılar ve yaşlanmanın 9 ana nedenini buldular:
1- Genomik istikrarsızlık,
2- Telomer boyu,
3- Epigenetik değişimler,
4- Proteostasisin yok olması (protein + homeostasis),
5- Besin hassasiyetinde düzensizlik,
6- Mitokondrilerde işlev bozukluğu,
7- Hücrelerin yaşlanması,
8- Kök hücrelerin tükenişi, ve
9- Değişen hücreler arası iletişim.
Bütün bu nedenler fazla bilimsel gelebilirse de çok önemli bir ortak paydaları var; hepsi beslenme ve gıdalardan etkilenebilirler.
ZAMANIN GÜCÜNE KARŞI KOYARAK YAŞLANMAYI YAVAŞLATAN 4 BESLENME İPUCU”
Zamanın etkilerini yavaşlatmak veya durdurmak için bu dört beslenme ipucunu kullanın:
Yazının devamını görmek için fotoğrafı sola doğru kaydırın.
Çeviri: Nurçin Çağlar @nurcincaglar
Sağlıklı Yaşıyoruz® @saglikliyasiyoruzcom
SY Notu: Gözlediğim kadarıyla bir çok kişi Tip 1 kollajen, Q10, PPQ, ALA, C vitamini serum vb. kullanarak yaşlanmayı önleyeceğini sanıyor. Oysa beslenmeyi düzeltip yaşam tarzını değiştirmeden alınan takviyeler yeterince işe yaramıyor. Önce beslenmenin düzeltilmesi gerekiyor. Bu yazıda da dendiği gibi yaşlanma “içten dışa doğru gerçekleşiyor” bunu hiç unutmamak gerekiyor. Önce BESS LENN MEEE…

Nisan ayı balıkları neler? Nisan ayında hangi balıklar yenilir? Nisan ayı meyve ve sebzeleri neler? Nisan’da hangi sebzeler yenir?

NİSAN AYI BALIKLARI!
Sağlıklı beslenmenin koşullarından biri de her gıdanın mevsiminde ve doğal olarak yenmesidir. Taze balık tüketebilmek için hangi balığın hangi mevsimde olduğunu bilmemiz gerekiyor çünkü bizler çiftlik balıkları yemiyoruz.
İşte Nisan ayı balıkları:
1- Sardalya son günleri. Hamsi bulursanız alın o da bitmek üzere.
2- Barbunya
3- Levrek
4- Mezgit
5- Mercan
6- Gümüş
7- Kefal
8- Tekir
9- Kırlangıç
10- Zargana
Omega-3 alabilmek için bir çok kişinin yediği somon balıklarının büyük bir çoğunluğunun çiftlik balığı olduğunu hatta renklerinin bile üretici tarafından belirlenen yemlerle verildiğini biliyor musunuz? “Somon balığınızın hangi renk olmasını isterseniz?” başlıklı yazımızı mutlaka okuyun.
NİSAN AYI MEYVELERİ
Sağlıklı beslenenler sebze ve meyveleri mevsiminde yemeye özen gösteriyor çünkü mevsim dışında yetişen sebzeler seralarda bol miktarda yapay gübre ve tarım ilacıyla yetiştiriliyor. Örneğin, şu sıralar bol miktarda çilek görebilirsiniz ve çilek mevsimi geldiğini düşünebilirsiniz. Üstelik pazarda satana sorsanız bunlar tarla çileği diyebilir. Ancak şu anda gördüğümüz çilekler serada değil de tarlada bile yetişmiş olsa naylon altında yetişen çileklerdir. Serada yetişen sebze ve meyveleri yemediğimiz gibi “naylon altı” üretilmiş ürünleri de yemiyoruz. Bunun nedenlerini açıklayan “Naylon Altı Ürünleri Neden Yemiyoruz” başlıklı yazımızı okumadıysanız okumanızı öneririz.
Bizim her gün yediğimiz meyveleri @a.okancaglar hesabında görebilirsiniz.
Sebzeleri daha önce paylaşmıştık. Nisan ayı meyvenin en az olduğu aylardan.
Nisan ayı meyveleri:
1- Çağla
2- Karadut (ay sonunda, bazı yörelerde)
3- Yeşil erik (can eriği, ay sonunda)
4- Limon
5- Portakal (son günleri)
NİSAN AYI SEBZELERİ
Sağlıklı beslenenler sebze ve meyveleri mevsiminde yemeye özen gösteriyor çünkü mevsim dışında yetişen sebzeler seralarda bol miktarda yapay gübre ve tarım ilacıyla yetiştiriliyor. Ancak fark ettik ki her mevsimde her türlü sebzeyi meyveyi marketlerde görerek büyümüş olan yeni kuşaklar hangi sebze/meyvenin hangi mevsimin ürünü olduğunu bilmiyorlar. Biz de her ay, ayın sebze ve meyvelerini Sağlıklı Yaşıyoruz sayfasında paylaşmaya başladık.
Her gün yediğimiz yemekleri (sebzeleri, meyveleri) Instagram @a.okancaglar hesabında hikayelerde paylaşıyoruz. Aylık olarak da öne çıkanlardan ulaşabilirsiniz. Bizim yediklerimizi inceleyecek olursanız domates, biber, salatalık, patlıcan, kabak gibi yaz sebzelerini henüz göremezsiniz. Sadece yazdan konserve edilmiş veya kurutulmuş olanları görebilirsiniz.
Önce sebzeleri paylaşıyoruz, meyveleri ve balıkları da ayrıca paylaşacağız. Bu liste ortalama bir listedir ve yöresel farklılıklar bulunabilir.
Nisan ayı sebzeleri:
1- Enginar
2- Bakla
3- Bezelye / Sultani bezelye
4- Bebe havuç
5- Semizotu
6- Kuşkonmaz
7- Taze sarımsak
8- Yabani otlar: ısırgan, kekik – zahter, ebegümeci, arapsaçı – rezene, çiriş, deniz börülcesi, hindiba – radika, turp otu, labada, madımak, kazayağı, şevketi bostan, gelincik, hardal otu, hodan, yabani pazı, ışgın, kenker, kaya koruğu, cibes, çiğdem, sarmaşık (yabani kuşkonmaz).
Her mevsim bulunabilen sebzeler:
1- Maydanoz
2- Dereotu
3- Nane
4- Tere (Bazı yörelerde her mevsim bulunmaz.)
5- Taze soğan
6- Roka (Bazı yörelerde her mevsim bulunmaz.)
7- Marul (Bazı yörelerde her mevsim bulunmaz.)
8- Pazı
9- Kuru soğan
10- Kuru sarımsak
Sağlıklı Yaşıyoruz® @saglikliyasiyoruzcom

Magnezyum eksikliği sonuçları neler? Magnezyum eksikliği belirtileri neler?

Magnezyum eksikliğinin bazı belirtileri:
1- Kaslarda kramp, seğirme ve çekmeler.
Bu belirtilerin başka nedenleri de olabilir, doktorunuz durumunuzu değerlendirmeli.
2- Zihinsel sağlık sorunları
Araştırmalar magnezyum eksikliğinin zihinsel uyuşukluk, duygusuzluk, kaygı gibi durumlara yol açabileceğini gösteriyor.
3- Osteoporoz (kemik erimesi)
Zayıf kemikler ve artmış kemik kırığı riski demek olan osteoporoz, yaşın ilerlemesi, hareketsizlik, yeterli D vitamini ve K vitamini almamak gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Magnezyum eksikliği de osteoporoz için bir risk faktörüdür ve kemik kırığı riskini de artırdığı araştırmalarca gösterilmiştir.
4- Yorgunluk ve kas zayıflığı
Bilim insanlarına göre magnezyum eksikliği durumunda kas hücrelerinde potasyum kaybı olmakta, bu da kas zayıflığına neden olabiliyor.
5- Yüksek kan basıncı
Araştırmalar magnezyum eksikliğinin kan basıncını yükseltebileceğini, yüksek tansiyonlu kişilerin magnezyum takviyelerinden fayda gördüğünü gösteriyor.
6- Astım
Magnezyum eksikliğinin şiddetli astımı olan kişilerde görülebiliyor. Akciğere giden hava yollarının kalsiyum nedeniyle tıkanabildiği bunun da solunum güçlüğüne yol açabildiği gösterilmiş. Astımlı kişilerin solunumu rahatlatmak amacıyla magnezyum sülfatlı inhaler kullandıklarında rahatladıkları da biliniyor.
7- Kalp atış ritminde düzensizlik
Magnezyum eksikliğinin en ciddi belirtilerindendir. Ritm bozukluğunun magnezyum eksikliğine genelde eşlik eden kalp kası hücrelerinin içinde ve dışındaki potasyum dengesizliğine bağlı olduğu düşünülüyor. Kalp ritmi bozukluğu kalp krizine yol açabilecek ciddi bir durumdur.
Özet çeviri: Nurçin Çağlar
Sağlıklı Yaşıyoruz®

Şeker bağımlılığından nasıl kurtulunur?Şeker bağımlılığından kurtulma önerileri neler? Şeker bağımlılığı için neler yapmalı?

Dünyada fonksiyonel tıbbın gold standardı olarak kabul edilen IFM’in @instituteforfxmed kurucularından @drmarkhyman ’ın yazısı:
“Şekere bağımlı olmak biyolojik bir bozukluk; şeker ve karbonhidrat isteğini hormonlar ve nörotransmitterler ateşliyor ve kontrolsüz biçimde yemeye yol açıyor. İyi haber ise şeker bağımlılığından kurtulabiliriz. Şekerle mücadele için 8 yol:
1- Gerçek yiyecekler yiyin. Tüm öğünleriniz yağ ve protein içermeli. Sebzeler, baklagiller, kuruyemişler ve tohumlar da iyi karbonhidrattır. İşlenmiş, şekerli yiyecekler gerçek yiyecek değildir, bunlar şeker bağımlılığının ve onun kötü sonuçlarının yolunu açar.
2- Kan şekeri düzeyi değişken olmamalı. Yumurta, protein içecekleri veya kuruyemiş ezmeleri gibi protein içeren besleyici bir kahvaltı yapın. Yatmadan en az üç saat önce yeme eylemi bitmeli.
3- Şekerden kurtulun. Beslenmenizden, rafine şekerler, gazlı içecekler, meyve suları ve yapay tatlandırıcılar tamamen çıkmalı.
4- Stresi azaltın. Stres nedeniyle yeme ve abur cubur birliktedir. Stresinizin kökenindeki nedenleri yoga, meditasyon veya derin nefes alma gibi yöntemlerle gidermeye çalışın⁣.
5- Akıllıca egzersiz yapın. Bir daha tatlı bir şey istediğinizde yürüyüş yapın. Sağlıklı bir şekilde dikkatinizi dağıtacak olmanın yanında egzersiz tatlı isteğini azaltır ve kendinizi iyi hissettiren endorfin düzeyini yükseltir.
6- Tatlı isteğine neden olabilecek gıda hassasiyetleriniz olup olmadığını belirleyin. Genelde gluten, süt ürünleri ve şeker gibi gizli alerjimizin olabileceği yiyeceklere istek duyarız.
7- İyi uyuyun. Uykusuz geçen bir geceden sonra tatlı isteğinizin arttığını deneyimlemişsinizdir. Çalışmalar uykusuzluğun tatlı isteğini artırdığını gösteriyor.
8- Tatlı isteğini kesen takviyeler kullanın. D vitamini ve omega 3 başta gelir. Glutamin, tirosin ve 5-HTP isteği azaltan amino asitlerdir. Stres azaltan Rodiola gibi bitkisel ürünler yardımcı olabilir. Krom kan şekeri dengesini sağlayarak isteği azaltır. Şeker ve insülin fırlamalarını azaltan glukomannan lifi de yardımcıdır.”
⁣⁣
Dr. Mark Hyman

Bağışıklığı desteklemek için neler yapmalıyız? Bağışıklık destekleme stratejileri neler?

Dr. Jockers’in yazısını @nurcincaglar sizler için çevirdi. Fotoğrafı sola doğru kaydırarak detayları okuyabilirsiniz.
Bu yazıya geçmeden önce bir iki hatırlatma yapmak istiyorum. İnsanlar bir yerde “x yiyeceği veya takviyesi bağışıklığa iyi geliyor” diye bir haber okuyorlar. Sanıyorlar ki onu alınca bağışıklık güçlenecek. Böyle bir şey imkansız. Beslenmeyi ve yaşam tarzını düzeltmeden ne yerseniz yiyin hangi takviyeyi kullanırsanız kullanın işe yaramadığını görürsünüz. Bir şeyler pazarlayan umut tacirlerinin oyununa düşmemek lazım.
Ben ( @a.okancaglar ) ben 12 yıl boyunca her gün 12 adet ilaç içtim. 50 binden fazla içtiğim bu ilaçlar beni iyileştirebildi mi? Bırakın iyileştirmeyi o süreçte kaç tane organımı kaybettim. Eşim de aynı şekilde. Nasıl iyileştiğimizi @a.okancaglar hesabından görebilirsiniz.
Biz 7,5 yılı aşkın süredir grip vb olmuyoruz. Bazen vücudumuz hiç tanışmadığı bir virüsle tanışıyor yani ŞİFAYI KAPIYORUZ. Ancak o virüsü en geç iki gün içinde yerle bir ediyoruz. Grip olacak gibi oluyoruz. Bir en geç iki günde kurtuluyoruz çünkü BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZ KUVVETLİ.
Aşağıdaki 12 maddenin 10,5 adedini uyguluyoruz. Uygulamadıklarımız ise şunlar:
10. Maddedeki probiyotiği doğal yollardan alıyoruz, sindirim enzimi kullanmamıza gerek kalmıyor. Bir de 12. Maddedeki sauna. Evimizde zamanında sauna yapmamıştık çok büyük hata etmişiz. Tam yapmaya niyetlendik pandemi çıktı.
1- Şükran duygusuna sahip olun ve olumlu olun.
2- İyi uykuya öncelik verin.
3- Şeker ve işlenmiş gıdalardan uzak durun.
4- Uzun aralıklı beslenme/açlık uygulayın.
5- Bağışıklığı destekleyen gıdalar tüketin.
6- Temiz hava ve güneş alın ve topraklama yapın.
7- Düzenli hareket ve egzersiz yapın.
8- Yeterli su için, bitki çayları için, susuz kalmayın.
9- D vitamini düzeylerini optimize edin.
10- Probiyotik ve sindirim enzimi kullanın.
11- C Vitamini ve çinko kullanın.
12- Infrared sauna kullanın.
Özet çeviri: Nurçin Çağlar
Sağlıklı Yaşıyoruz®